Freitag, 25. Januar 2013

Sultan Abdulmecit'in gayri resmi oğlu kim?

Bir ara türk kanallarında yayımlanan tarih programında Sultan Abdulmecit'in gayri resmi bir oğlu'nun olduğu ortaya atılmıştı. Bu konu artık dilden dile konuşulmaya başladı. Ama aslında Abdulmecit'in bahis mevzuu olan gayri resmi çocuğunun kimliği henüz açıklanmadı. Netice padişahın gayri resmi bir oğlu varmış ama kimin olduğunu kimse bilmiyor.

Murat Bardakçı Tarihin Arka Odası isimli programında dedikodulara konu olan gayri resmi "Şehzade'nin" oğlunun bir kuzini ile evlendiğini ve bu yüzden 1924 yılında Hanedan sürgün edilince eşiyle beraber memleketi terketmek mecburiyetinde kaldığını açıklamıştı.

Şimdi biraz dedektiflik ile padişahın gayri resmi çocuğunun kimliğini çıkarmak kolay. Öncelikle konu olan güya şehzade 33 sene hüküm süren Abdulhamit'ten yaşca büyükmüş. Peki Abdulhamit'in doğum tarihi kaç? Demekki 1842'den önce doğmuş olması lazım. Güya şehzade'nin oğluda bir Sultan'la evlendiği için 1924 de sürgüne çıkmış. Hanedan'nın sürgün listesine bakmak lazım. Hangi Sultan'ın eşi gayri resmi bir Şehzade'nin oğlu olabilir?

Zülüflü İsmail Paşa'nın oğlu Ali Haydar Bey büyük bir olasılıkla söz konusu gayri resmi şehzadenin oğlu olabilir.

Montag, 14. Januar 2013

Muhteşem Yüzyıl Dizisindeki Kadınların konumu

Muhteşem Yüzyıl dizisini seyredenler bilir, dizi de ki bütün kadınlar (birtek padişahın kızkardeşleri hariç) erkeklerin ellerinde adeta birer oyuncak. Padişah/Paşa/Bey/Efendi farketmez hatunlarla dilediklerini yapıyor. Dizideki erkek karakterler kadınları ellerinin kiri gibi kullanıyorlar. Peki kadınların bu ahlaksız ve adaletsiz hareketlere tepkileri ne oluyor??? Hiçbirşey, kuzu gibi adamların istediklerini yapıyorlar. Ne güzel değilmi?! Resmen erkekler için hayal alemi. Özellikle saraydaki kadınlar, hani köleya bunlar, azarlandıklarında, hakarete maruz kaldıklarında kendilerini müdafaa edecek tek bir emare yok. Herşeye evet, herşeye amin. Olacak iş mi bu??? Ayrıca dizinin senaristinin bir erkek olması önemli bir unsur olabilirmi?

Tamam, neticede bir dizi, tarihi gerçekleri yansıtmıyor, ama bu diziyi binlerce kişi seyrediyor ve örnek alıyor. Tarihi gerçekleri yansıtmıyor derken, gerçekte Kanuni döneminde kadın hakları ne durumdaydı? Elbette erkeklerin hakkı ve salahiyeti daha fazlaydı, ama öyle erkeğin aklına estiği gibi kadını aşağılaması, zorbalık yapmasıda söz konusu değildi. Özellikle sarayda bu imkansızdı. Sarayda her cariyenin belli rütbesi ve vazifesi vardı. Herkes sıkı kurallara göre yaşıyordu. Rütbelerine göre de nüfuz ve imtiyazları vardı.

Baş Hazinedar Kalfa'dan başlayıp, Kethüda Kalfa, Katibe Kalfa, Hünkar Kalfaları, Orta hizmeti gören kalfalar, Acemi Kalfalar...yani haremde o kadar çok rütbe ve makam varki, avrupa sarayları osmanlının yanında halt etmiş. Katibe Kalfa bile resmi vesikalarda Katibe Kalfa Hazretleri diye zikredilirken sarayda ki konumunu artık siz düşünün. Öyle Ayşe, Fatma gibi basitleştirilmelerinin ne kadar yanlış ve hakaretten başka birşey olmadığı ortada! Ayrıca basit bir köle durumuna düşürülmeleri gerçekten acı verici değilmi?!

Muhteşem Yüzyıl dizisinde koca Osmanlı Haremi bir nevi dişi geyik sürüsü ve haremin efendiside, yani Padişah, erkek geyik olarak tasfir ediliyor. Bütün dişi geyik sürüsü efendilerinin peşinde dolaşıp duruyor. Çiftleşme vakti gelince de erkek geyik gönlüne göre bir dişisini kullanıyor. İşte Muhteşem Yüzyıl dizisinde ki harem ve efendi manzarası.

Bir kadın olarak bu aşağılanmayı kabul etmek ne mümkün. Hatta erkek kadın farketmez, vicdan sahibi bir insan bu ahlaksızlığı ve adaletsizliği gerçekten tasvib edebilirmi?

Belki fransız olduğum için olayı farklı görüyorum. Ama herşeye rağmen osmanlı tarihi ve islam kültürünü okumuş bir insan olarak, gözlerimi bu rezalete kapayamıyorum.

Hürmetlerimle  

Dienstag, 1. Januar 2013

Mahidevran Haseki Sultan'ın ailesi hakkında

Kanuni Sultan Süleyman'ın eşlerinden Mahidevran Haseki'nin gerçek kökeni hakkında bir blog yazmıştım. Şimdi de ailesinin geçmişi hakkında yeni bilgiler edindiğimden bunları herkesle paylaşmak istiyorum.

Ciddi bir tarihçi yeni bilgiler edindiği takdirde düzgün ve detaylı bir araştırmaya başlar. Bu araştırmalarınada tatmin edici bir sonuç elde edene dek devam eder. Bende aynısını yaptım. Gazete de Mahidevran Haseki'nin büyük yeğeni Perizat Temrukoğlu'nun röpörtajını okumamdan sonra, orada verilen bilgiler doğrultusunda araştırmalarıma başladım. Öncelikle Başbakanlık Osmanlı Arşivinde 17. YY. ait bir döküman buldum. Bu dökümanda Kırım Giray Hanlarından birinin Temruk kalesinin tamir edilmesini istediği yazıyor (1). Ayrıca belgede bahis mevzu olan kalenin Kuban nehri kıyısında ve Taman denilen bir yerde bulunduğunu belirtiyor. Hemen internet üzerinden Google Maps yardımıyla yazılan yeri araştırdım ve gerçektende buldum. Taman küçük bir şehir, ayrıca Karadenizin kuzeyinde ve Kırım Yarımadasına komşu olan bir başka Yarımada. Hatta Temruk'un sadece bir kale değil bir şehir olduğunu öğrendim. Şehrin tarihçesini okuduğumda şu bilgileri edindim:

- Moğolların 11. YY. Kuban ovasını istila etmelerinden sonra şu anki Temruk'un bulunduğu yere 1237 senesinde bir yerleşim yeri kurmuşlar.

- 14. YY. ise Moğolların kurduğu yerde Cenovalılar "Copa" adında bir ticaret kolonisi oluşturmuşlar.

- 1483 senesinde ise Kırım tatarları "Copa'yı" istila edip kendi hakimiyetleri altına geçirmişler. Şehrin isminide Tumnev olarak değiştirmişler.

- 16. YY. vardığımızda Çerkez-Kabardey Prensi Temruk İadaroviç (osm. Haydar oğlu Temruk Bey), yani Mahidevran Haseki'nin erkek kardeşi, Kırım Tatarlarının elinde bulunan Tumnev'i Rusların yardımı ile alıp şehrin adını Temruk olarak değiştirmiş. Tatarlar tarafından Kuban nehri kıyısında inşaa ettikleri kaleyi de Prens Temruk dahada büyüterek orada oturmuş. O tarihten itibaren şehrin adı birdaha değiştirilmemiş ve Temruk olarak kalmış.

- Temruk Hanedanı Osmanlıların 17. YY. Kuzey Karadeniz sahillerini hakimiyetleri altına geçirmelerine dek Temruk'daki Kalelerinde oturmuşlar.  

Temruk Şehri


Temruk Şehri ve Taman yarımadası


Mahidevran Haseki'nin ailesinin geçmişini merak eden sadece Temruk şehrinin tarihçesini okumaları kafi. Ayrıca Vikipedi de Mahidevran başlığını kim yazdıysa bilgileri bir an önce düzeltmelerini tavsiye ederim. Ne de olsa insanların yanlış bilgilenmesini istemiyoruz değilmi?!

Bu yaptığım kısa ve çok kolay araştırmayı her Tarihçi, hatta tarihçi olmaya bile gerek yok, herkes yapabilirdi. Birde bazı kişiler "Mahidevran Haseki'nin Arnavut veya Kırımlı olduğunu tahmin ediyoruz" yazıyorlarya - oturup ağlamak mı lazım veya gülmek mi lazım bilemiyorum. Halbuki gerçek ortada.

Mahidevran Haseki'nin babası Prens İdar'ın dokuz çocuğu vardı. Bunlardan en ünlüleri Mahidevran Haseki ve Temruk Bey'di.


Kaynakça:

(1) BOA 26 Rebiulahir 1172 (Hicri) - 27.12.1758 (Miladi)  /  Fon Kodu. C..AS.. / Dosya No. 557 / Gömlek No. 23378

Temruk Şehri'nin Rus Vikipedisindeki Başlığı

06.10.2012 Cumhuriyet Gazetesi / Başlık: İşte Gerçek Mahidevran 

16.12.2012 Habertürk Gazetesi / Başlık: Mahidevran Sultan'ın kanserle pençeleşen torunu (burada haberi yazan gazeteci hata yapmış, torunu yerine yeğeni yazması lazımdı)