Padişahların çok evlilik yaptıkları malum, zaten tek eşli bir Padişah hemen hiç yok. Ama Padişahlar arasında eş sayısı bakımından rekoru kıran kimdir? Son dönem için kesinlikle Sultan Abdulmecit. Merhum Yılmaz Öztuna'nın "Devletler ve Hanedanlar" adlı eserinde Abdulmecit'in 23 kadını listelenmiş. Fakat bunların arasında gözdeler de var. Ayrıca hemen bütün kadınlarından çocuklarıda var. Zaten Osmanlı İmparatorluğu'nun son sultanı Vahdettin, Abdulmecit'in 61. ve son çocuğu. Düşünün 61 tane çocuk, baş döndürücü bir sayı değilmi. Ama padişah için bu sorun değil, hatta sevindirici. Çünkü bu şekilde Hanedan'ın devamı sağlanmıştır. Ne yazık ki bu 61 çocuktan sadece bir kaç tanesi hayatta kalmış, diğerleri kundakta veya çocuk yaşta ölmüşler.
Sultan Abdulmecit'in eşlerinden Şayeste Hanım'ın yaşlılığı |
Sultan Abdulmecit'in Avrupa hayranlığı bilinen bir konu. Zaten bu padişahın saltanatı zamanında Islahat Fermanları, veya daha meşhur adı ile Tanzimat devri başlamıştı. Yani Devlet teşkilatı ve Kanunları yenilenmiş ve Avrupaya uyum sağlanmaya çalışılmış. Aslında bu Tanzimat için çok geç kalınmış. Asırlar önce gerçekleşmesi gerekiyordu. Boş yere tarih kitaplarında Duraklama Devri diye yazmıyorlar zaten. Ama padişahlar kendi saraylarında birer mahkum olduklarından Devletin geleceğini teminat altına alan fermanları yazamamışlar. Özellikle Yeniçeriler bu konuda önemli bir faktör. Ama nihayet 19. asrın başlarında Sultan İkinci Mahmut Yeniçerileri ortadan kaldırdı. Devrimci Padişah İkinci Mahmut'un oğlu Abdulmecit de babasının izinde batılılaşmaya devam etti.
Şimdilerde batılılaşma veya Avrupai olmak hep negatif algılanıyor, halbuki esas batılılaşma ileri düzeyde bulunan Devletlerin kanunlarına benzer bir Devlet teşkilatı kurmaktır. O zamanlar insanlar batılılaşmayı maalesef yanlış algılamışlar ve modernliği israf, eğlence ve kültür değişimi olarak yaşamışlar. Abdulmecit de avrupai olmayı bu şekilde algılamış. Bu yüzden devası saraylar inşaa ettirmiş, şatafatlı bir hayat sürmeye başlamış, bol bol alkol içmiş ve haremindeki kadınlarla eğlenmiş. Kızları ve Kadınlarıda aynı Abdulmecit gibi debdebeli bir hayat sürmüşler ve gönüllerine göre eğlenmişler. Abdulmecit'in israf zirvesini Dolmabahçe Sarayı'nın inşaası teşkil etmektedir. Dolmabahçe Sarayı ile koca Osmanlı yabancı Devletlere borçlanmış ve iflas etmiştir. Ama buna rağmen Abdulmecit ve ailesi sazlı sözlü altın yaldızlı hayatlarından feragat etmeyi akıllarında bile getirmemişler. Koca imparatorluğu israflarıyla bir güzel batırmışlar.
Sultan Abdulmecit'in eşlerinden ve Sultan Vahdettin'in annesi Gülistu Kadınefendi |
Abdulmecit'in en israflı kadını Serfiraz Hanım'dı. Bu kadın yalnız israfı ile değil padişahı aldatmaklada meşhurdur. O tarihlerde Saray kadınları gönüllerine göre kupalı saray arabalarıyla gezmeye çıkıyorlardı. Bu gezmelerden birinde Serfiraz Hanım arabasının penceresinden yakışıklı bir ermeni gencine aşık olmuş. Genç kadın belkide ilk defa aşık olmanın nasıl bir duygu olduğunu yaşıyordu. Abdulmecit'le olan ilişkisi daha çok mecburi birşeydi, çünkü onun haremine mensuptu. Serfiraz Hanım, Küçük Fesli diye anılan bu ermeni gencine pahalı hediyeler göndermeye başlamış. Hatta bazı kaynaklara göre gizliden Saraya yanına bile getirtirmiş.
Serfiraz Hanım, ayrı bir köşkte kalmak istediğini rica etmiş, Abdulmecit de sevgilisine şimdiki Yıldız Sarayının bulunduğu yerdeki köşkü hediye etmiş.
Serfiraz Hanım'ın, Abdulmecit'i sevmediği kaynak kitaplardan anlaşılıyor. Mesela padişah, gözdesini görmek için köşküne gittiğinde Serfiraz Hanım: "Rıza Paşa'dan ruhsat almışmı?" diye sormuş ve kocasını içeri aldırmamış.
Serfiraz Hanım ayrı bir sarayda kaldığı için yanına başka bir erkek alması imkansız değil. Küçük Fesli ile Serfiraz Hanım'ın cinsel bir ilişki yaşadıkları belli değil. Ama Serfiraz'ın genç adama aşık olup hediyeler gönderdiği kesinlikle belgeli bir gerçek. Aldatılan Abdulmecit ise karısının yaptıklarından bir süre habersiz kalmış, ama nihayet sadık hizmetkarları tarafından herşeyi öğrenmiş. Başta inanmak istememiş, ama sonra karısının kendisini aldattığına şahit olunca tabii inanmış. Bundan sonrası tuhaftır. Çünkü Abdulmecit karısını ne idam ettirmiş ne de sürgüne göndermiş, bilakis sarayında tutmaya devam etmiş. Küçük Fesli'yi ise gizliden ortadan kaldırtmış. Yani rezaleti örtbaz etmeye çalışmışlar. Fakat Saray çevresi herşeyden haberdar olduklarından kısa sürede İstanbul halkıda rezaleti öğrenmiş. Aldatılan Abdulmecit ise üzüntüsünden içkide teselliyi aramış ve 38 yaşında veremden ölmüş.
Serfiraz ise yaşamaya devam etmiş ve ihtiyar bir kadın olarak Ortaköy de ki Köşkünde ölmüş. Ayrıca meşhur Enver Paşa'nın eşi Naciye Sultan, Serfiraz Hanımın torunudur.
Fotoğrafların kaynağı: merhume Leyla Açba'nın Harem Hatıraları isimli anılarındandır.