Montag, 9. November 2015

ÇERKES HASAN BEY

Çerkes Hasan Bey'i bilirmisiniz? Hayır mı? Bilmeyenler için:

Çerkes Hasan Bey kendi adıyla meşhurlaşmış Çerkes Hasan Vakası'nın kahramanıdır. 15 Haziran 1876 tarihinde Hüseyin Avni Paşa'yı ve adamlarını bir toplantı esnasında öldürmüştür. Sebep? Çerkes Hasan Bey, Sultan Abdülaziz'in kayınbiraderi ve padişahın eşi Nesteren Neşerek Kadınefendi'nin kardeşiydi. 
Sultan Abdülaziz 30 Mayıs 1876 tarihinde bir darbe sonucu tahttan indirilmişti. Darbeyi planlayanlar  Hüseyin Avni ve Mithat Paşalar'dı. 
Sultan Abdülaziz ve ailesi 30 Mayıs 1876 günü Dolmabahçe Sarayından Topkapı Sarayına götürülürken padişahın dördüncü eşi olan Nesteren Neşerek Kadınefendi'ye ağır hakaretler edilmişti. Padişah ailesinin Saray'dan çıkartılmasına nezaret eden askerlerden Sami Bey adında bir subay Kadınefendi'nin boynuna doladığı şalı, altında mücevher sakladığını düşündüğünden aniden çekip indirmişti. Nesteren Neşerek Kadınefendi neye uğradığını anlayamadan derhal Dolmabahçe rıhtımında hazır bulunan kayığa atlamıştı. O sırada şiddetli bir yağmur yağıyordu. Omuzları açık kalan Kadınefendi de baştan ayağa ıslandı. Bunun neticesi olarak hastalandı. Kocası Sultan Abdülaziz 4 Haziran 1876 tarihinde bilekleri kesilierek intihar süsü altında katledildiğinde, zaten sallatında bulunan sağlığı, bu son olaya dayanamayarak 11 Haziran 1876 tarihinde genç yaşında öldü. 
Hasan Bey ablasının ve eniştesinin ölümünden sonra intikam ateşiyle yanıp kavrulmaya başladı. Bu yüzden sevdiklerinin felaketine sebep olan Hüseyin Avni Paşa ve adamlarını öldürmeye yemin etti. Ama Hüseyin Avni Paşa, Hasan Bey'in ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu, bu yüzden onu başka bir Vilayete tayin etmek istiyordu. Uyum sağlıyor gibi görünen Hasan Bey gizliden intikam almak için hazırlanıp 15 Haziran 1876 günü akşam saatlerinde Mithat Paşa'nın Bayezit de ki konağına gitti, çünki Hüseyin Avni ve adamları Mithat Paşa'nın konağında darbelerinin başarılı olmasını kutluyorlardı. Engellenmeden konağa giren Hasan Bey toplantı salonunu basarak: >Davranmayın!< diye bağırdı ve elindeki silahıyla Paşa'lara ateş etti. Can havliyle yan odaya firar eden Hüseyin Avni Paşa saklanmaya çalışırken Paşa'nın üzerine atladı. Belinde bağlı Çerkes kamasını >Deyyus, canını almaya geldim< deyip Paşa'nın kalbine sapladı. Hüseyin Avni Paşa'yı öldürmesinden sonra Hariciye Nazırı Raşid Paşa'yı ve konağın hizmetlilerinden birinide öldürdü. 
Hasan Bey kendisini tutmaya çalışan Bahriye Nazırı Kayserili Ahmet Paşa'nın ellerini doğradı. Nihayet konağa yetişen askeri birlikler Hasan Bey'i tutuklarken kendisine hakaret eden Kolağası Şükrü Bey'i ve bir subayı öldürdü. Böylece toplam 5 kişinin canını almış oldu. 
Hasan Bey tutuklanarak Bekir Ağa Bölüğüne hapsedildi. Çatışmadan ağır yaralı çıktığı halde yaralarının tedavi edilmesini katiyyen red etti. Ertesi günü mahkemeye sevk edilip, kısa bir duruşmadan sonra ölüme mahkum edildi. 

Çerkes Hasan Bey 17 Haziran 1876 tarihinde Beyazıt Meydanında asılarak idam edildi. Naaşı Edirnekapısı Mezarlığında defn edildi. Sonradan Sultan II. Abdülhamit mezarı üzerine bir şehit anıtı diktirdi ve idam edildiği Dutağacınıda kestirdi.

İdamından sonra halk arasında kahraman ilan edilip anısına şiirler yazıldı.

Şimdi burda Çerkes Hasan Bey'in ailesi  hakkında detaylı bilgileri paylaşmak istiyorum. Hasan Bey'in ailesinden olan saygıdeğer Bihter Zeveş Hanımefendi'ye bilgi ve belgelerini paylaştığı için çok teşekkür ederim.

Çerkes Hasan Bey'in babası İsmail Bey Çerkes Ubuh kavmi'nin asilzadelerinden olan Zevş-Barakay ailesine mensuptu. Bazı tarih kitaplarında ve ansiklopedilerde Hasan Bey'in doğum yeri olarak Silivri belirtilmektedir ki bu doğru değildir. Hasan Bey Ubuh topraklarında, yani Kuzey Kafkasya'da 1850 yılında dünyaya gelmiştir.
İsmail Zevş-Barakay'ın bilinen 3 çocuğu vardı, en büyükleri Nesteren Hanım'dı ve 1849 yılında doğmuştu. Ortanca evladı Hasan Bey'di ve en küçük oğluda 1851 doğumlu olan Osman Bey'di.
İsmail Bey ve ailesi 1864 yılında Kuzey Kafkas halklarının Ruslara karşı yenilmesinden sonra İstanbul'a göçmüşlerdir. Öncelikle Adapazarı'na ve daha sonra Çerkes Ubuh olan Pertevniyal Valide Sultan'ın yardımıyla İsmail Bey ve ailesi Silivri Alipaşa köyüne yerleşmişlerdi.
Bu sırada İsmail Bey'in kızı Nesteren Hanım Saraya girerek 1868 yılında Sultan Abdülaziz'le evlendi.Osmanlı Saray adetine göre Nesteren Hanım'a yeni bir isim verildi ve adı Neşerek oldu. Bazı kaynaklarda ismi Nesrin olarakta geçmektedir, ama asıl adı Nesteren'di. 
Nesteren Hanım'ın Sultan Abdülaziz'den iki çocuğu oldu: Şehzade Şevket Efendi ve Emine Sultan. Kardeşi Hasan Bey ise padişahın en büyük oğlu Şehzade Yusuf İzzettin Efendi'nin yaverliğine tayin edildi. Babası İsmail Bey de Büyük Çekmece Kaymakamı görevine getirildi. Küçük kardeşi Osman Bey ise Bahriye Mektebine dahil edildi. Sultan II. Abdülhamit döneminde Osman Bey İstanbul Vapur Memuru olarak Mirliva rütbesine kadar yükselebildi, ama genç denebilecek bir yaşta 1894 yılında Beşiktaş'ta ki Konağında öldü. 
Hasan Bey'in babası İsmail Bey 1875 yılında öldü ve Silivri de ki Piri Paşa Camii Haziresine defn edildi.

Zevş-Barakay Osman Paşa'nın dört çocuğundan ailesi halen devam etmektedir. Silivri Ali Paşa Köyünde ki topraklarını İsmail Bey'in yanında getirdiği maiyet mensuplarının ailelerine bırakmışlardı. 

Tarafıma sunulan Nüfus Kayıt Örneklerin de Hasan Bey'in Hicri 1266 (Miladi 1850) senesinde Çerkezistan'da doğduğu yazıyor. Ayrıca evli olduğu'da kayıtlı. Bütün tarih kitaplarında Hasan Bey'in bekar olduğu yazarken Nüfus Kayıtlarında evli olarak kayıt edilmiş. 

Zevş-Barakay ailesi Soyad Kanunu'nun 1934 yılında yürürlüğe girmesinden sonra Zeveş, Burak ve Berrak soyadlarını almışlardır.